Acil servis neden önemlidir ?
Acil ; tıbbi anlamda hastanın fiziksel ya da duygusal yönden tehlike içerisinde bulunduğuna inanılmasıdır. insan yeryüzünde var olduğundan beri kaza geçiriyor ya da acil müdahaleyi gerektiren problemler yaşıyor. bu da acil müdahaleler için de bir birimin gerekliliğini doğurmaktadır. bu ihtiyacın sonucunda "acil servis" devreye girmektedir.
acil tıp; tıp biliminin, hem en eski hem de en son dallarından biri. ancak tıpta bir bölüm olarak resmen kabulü 1960'lı yıllara rastlıyor. günümüzde de ilerleyen teknolojiyle birlikte acil tıp, hızla yapılması gereken her türlü tedavi sürecini desteklemektedir. yüzyıl öncesinde cahilce yapılan acil müdahaleler yerini profesyonel yardıma bırakmıştır. ilerleyen teknoloji ve buna bağlı olarak gelişen tıp, insan ömrünü uzatmış bulunuyor. bu nedenle, sağlık hizmetlerinde acil servisin payı da gittikçe artıyor. bu bağlamda, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, talep karşısındaki arzı, çağın koşullarına göre düzen vermek üzere önemli adımlar atılıyor.
acil sağlık ekibinin devamlı olarak yaptığı iş; kriz durumunu yönetmek ve hasta için ideal olan en aktif girişimi en kısa zamanda yapmaktır. bu taktirde verilen hizmet; üst solunum yolu enfeksiyonundan, hayatı tehdit eden kanamalı bir yaralanmaya, ayak bileği burkulmasından kalp krizine kadar geniş bir yelpazeye yayılır. bundan başka olağanüstü durumlarda, doğal afetlerde verilen sağlık hizmeti de acil sağlık hizmeti içerisinde değerlendirilir.
acil sağlık hizmeti, hastane organizasyonu içerisinde önemli bir yer tutuyor. acil servis ile laboratuar, görüntüleme birimleri ve konsültasyonların eşgüdümlü çalışması ve bu uyumun acil olguların değerlendirilmesi ve iyileştirilmesine yansıması, hastanenin hizmet kalitesini artırıyor. acil servislerin ihtiyaçları karşılayacak tarzda düzenlenmesi de ayrı bir önem teşkil ediyor. hastaların ciddiyetine göre özelleşmiş şartları barındıran, tekrardan canlandırma odası, müdahale odası, ayaktan muayene poliklinik odası, müşahede odası gibi değişik bölümlerden oluşması hastanın, daha acilden içeri alınırken ideal bölüme yönlendirilmesi de büyük önem taşıyor.
trafik kazasında yaralanan, kalp krizi geçiren ya da zehirlenen bir kişiyi yaşama döndürmek çoğu zaman saniyelerin rol oynadığı bir süreçtir. örneğin, ana damarlardaki bir kanama, insanı 5-6 dakika içerisinde öldürebiliyor. duran bir kalbi 3-4 dakika içerisinde tekrardan çalıştırmak için kesinlikle müdahale edilmesi gerekiyor. bu müddet geçtiği takdirde, oksijensiz kalan beyinde çok ciddi ve geri dönüşümü çok zor zararlar oluşuyor. dünya sağlık örgütü'nün verilerine göre, günümüzde kalp krizi geçiren kişilerin, ne yazık ki yalnızca yüzde 50'si hastaneye canlı olarak yetiştirilebiliyor. kısacası, yaşamda kalma savaşından galip çıkmak büyük ölçüde ilk müdahalenin hızla yapılmasına bağlı. yine dünya sağlık örgütü'nün açıklamış olduğu rakamlara göre, ölümcül bir rahatsızlığı olan kişi, şayet 5 dakika içerisinde hastaneye yetiştirilirse, yüzde 70 oranında kurtarılabiliyor. bu oran 25 dakika içerisinde yüzde 50'ye, bir saat içerisinde ise ne yazık ki sıfıra düşüyor. bunun için bizler, olayın ya da kazanın oluşumunu izleyen ilk dakikaları " altın saatler" olarak tanımlıyoruz. çünkü, bu saatler içerisinde müdahale edildiği takdirde, beyin, kalp, akciğerler müdahaleden önce ya da sonra kendi çalışma ritimlerine dönebiliyorlar. böylelikle bir hayat daha ellerimizde tekrar can buluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder