Cinsel işlev bozukluğu
Cinsel kimlik; kişinin kendini belli bir cinsiyet içerisinde algılamasıdır.
cinsel yönelim; ise kişinin duygu ,düşünce ve hareketlerinde belirli bir cinsiyete doğru yönelmesidir.
cinsel kimlik çocukluğun ilk birkaç yılında belirlenir ve yaşamın ilk yıllarındaki deneyimlerin tesiri büyüktür. ailenin cinselliğe karşı tutumu cinsel kimlik gelişimini belirleyebilir. aile de çocukla ideal özdeşleşen bireylerin bulunması çok mühimdir. mesela kız çocuğun anne ya da anne yerinde olan bir kadınla özdeşleşmesi neticesi çocuğun cinsel kimliğinin benimsenmesini temin eder.
cinsel işlev bozukluklarının oluşmasını hazırlayan faktörler:
aşırı tutucu ve dindar yetiştirilme
büyüklerinin cinsellik ile ilgili yanlış bilgiler vermesi
cinsellik ile ilgili bilgilerinin kısıtlı olması
eşini evlenmeden önce fazla tanımaması
cinsel işlev bozukluklarının ortaya çıkaran faktörler:
eşler arasında sevgi ve şefkatin ifade edilememesi
cinsel iletişimin olmaması ya da yeterli olmaması
cinsel ilişkiye ayrılan vaktin çok az olması
cinsel işlev bozukluğu görülme sıklığı :
geçen yıllarda yapılan araştırmalar daha çok erkekler üstünde yapılmıştır. ama son zamanlarda yapılan araştırmalarda kadınlar üstünde durulmaya başlanmıştır.
erkekler üstüne yapılan bir araştırma da tüm dünyada görülme sıklığı 40-70 yaş arası erkeklerin yaklaşık %55' inde hafif, orta, ağır derecelerde ereksiyon bozuklukları bulunmaktadır. erişkin erkeklerin %15' inde, 50 yaş üzeri erkeklerin %30' unda cinsel istek kaybı görülmektedir. erkeklerin %30' unda erken boşalma görülmektedir amerika' da yapılan bir araştırmaya göre kadınlarda % 43 oranında cinsel işlev bozukluğu görülürken; erkeklerin ise % 32 sinde bulunmuştur.
kadınlar da ise en sık orgazm olamama ve cinsel isteksizlik yer alıyor. bayanların % 40-50 si orgazm güçlüğü yaşadıklarını bildirmişler. daha sonra ise vajinismus sıklıkla görülüyor.
tedavi
son yıllarda cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde daha çok bilişsel-davranışçı yöntemler kullanılıyor. bu yöntemler şartlama ve pekiştirme ilkelerine dayanır. buna göre cinsel işlev bozuklukların temelinde yanlış koşullanmalar ve yanlış inançlar olduğu ve tedavisinin ancak bunların silinip yerine uyumsal olanı öğreterek gerçekleştirilir. tedaviye başlamadan önce çok yönlü ve ayrıntılı bir şekilde değerlendirme yapılması çok mühimdir. çünkü bu bozukluklar pekçok şeyden etkilenir: ailesiyle ilişkileri, eşiyle ilikisi, cinsellik hakkındaki bilgileri, geçmiş cinsel deneyimleri, travmaları. tedaviye genellikle ciftler tedavi sırasında eşlerin birbirleriyle olan iletişimleri zenginleştirilir. çeşitli ev ödevleri verilir. çeşitli teknikler uygulanarak kişilere yardımcı olunur. şayet başka psikiyatrik hastalıklarla beraber görülürse ilk başta psikiyatrik hastalık tedavi edilir; daha sonra cinsel işlev bozukluklarının tedavisine geçilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder