Depresyon
En az iki haftalık müddet içinde aşağıdaki belirtilerden en az beşi sizde varsa yorgunluk hissi, cinsel isteksizlik, zaman zaman hayatı yaşamaya değmez bulma hemen hemen herkesin az çok hissettiği şeylerdir.
bu duygular hazan mevsiminde (sonbaharda) kabarır.
bir çok insan bunu hisseder ama az bir kısmımızın günlük hayatını tesirler. şayet günlük yaşantımızı bu duygular etkilemeye başlamışsa, işimizi yapamıyorsak her zamankinden çabuk sinirlenip etrafımızı kırıyorsak ve 2 haftadır bu durum değişmemişse giderek de artıyorsa hazan mevsimi hüzne hamiledir denebilir. bu durum önceki yıllarda da olmuşsa bu yıl daha dikkatli olmalısınız.
bu sonbahar umarım 1999 yılı sonbaharında milletçe yaşadığımız felaketleri unutturur. sonbaharla birlikte eskiden psikiyatrik problemi olanlar bir miktar daha gerildiler. bazılarınınsa eski rahatsızlıkları nüksetti. yapılması gereken tedavisi devam eden hastaların mutlaka aksatmamaları. belirtileri nüksedenlerin de hekimleri ile bir an önce irtibata geçmeleri gerekmektedir.
mani
depresyon en fazla bilinen duygudurum bozukluğudur. ancak yaşanılan çökkünlüğün zıttı bir biçimde duygulanımın taşkın bir hal aldığı bir psikiyatrik rahatsızlık vardır ki ona da mani diyoruz. mani halk arasında pek bilinmeyen bir hastalıktır. yaşam boyu görülme sıklığı % 1'dir. yani 100 kişide bir kişide görülür. halbuki bu oran depresyon için %3-5 tir.
çok iyi bilinmediği içerisinde bu problem zaman zaman kişinin kendisine ve zaman zaman de çevresine zarar vermesine yol açabilir. dolayısıyla iyi tanınmalı ve tedavisi ihmal edilmemelidir. genel özelliği hastanın günlük işlevselliğinde belirgin bozulmaya sebep olan ve hastanın muhakeme yetisini bozan inatçı şekilde yükselmiş, kabarmış veya aşırı uyarılmışlık hali ile giden bir duygudurum bozukluğudur. bu aşırı uyarılmış ve taşkın halin en az bir hafta sürmesi bu hastalığın tanısını koymak için lazımdır. ancak zaman zaman mizaç o kadar yükselmiş olur ki 1-2 günlük bir müddet bile hastalığın tanısını koymak için yeterli olabilir.
bu duygudurum bozukluğu sırasında aşağıdakilerden en az 3 ünün varlığı lazımdır.
1. kendine güvende abartılı ve aşırı bir artma olması. en kuvvetli benim benim her şeye gücüm yeter. (bazen peygamber ya da tanrı olduğunu bile iddia edenler olabilir. )
2. uyku gereksiniminde azalma (mesela yalnızca 2-3 saatlik bir uyku ile günlerce idare etme ve dinlenmiş hissetme halinin varlığı)
3. her zamankinden daha konuşkan olma ya da etrafındakileri konuşmaya tutma hali.
4. fikirle öylesine hızlı değişir ki zihnindeki u uçuşmayı konuşma hızı yakalayamaz ve daldan dala atlama olur.
5. dikkatte aşırı bir dağınıklık olur ve basit ayrıntılar bile dikkatini dağıtabilir.
6. motor faaliyetlerde aşırı bir artma vardır. yaptığı işin amacına yönelik davranışlar ve hareketler çoğalır.
7. kötü netice verme olasılığı, yüksek zevk veren etkinliklere aşırı katılma (sonucunu hesap etmeden ani kararlar verip uygulamaya koyma gibi).
bu rahatsızlık uzun müddet psikiyatrik tedavi gerektiren ve tekrarlama olasılığı olan bir rahatsızlıktır. ve bazen depresyonla seyreden dönmeler de görülebilir. ilaç tedavisine iyi cevap veren bir rahatsızlıktır.
sıkıntı hissi
sıkıntı insanlık tarih kadar eski bir histir. bu his, hissedeni tarafından çoğunlukla iç sıkıntısı huzursuzluk, gerginlik, daralma biçiminde ifade edilir. bu hisle hepimiz günlük hayatımızda tanışırız. ancak gelip geçici olduğunda pek etkilenmeyi. zaman zaman sıkıntılarımız öylesine yoğunlaşır ki işimizi gücümüzü yapmamıza mani olacak bir hal bile alabilir. devamlı gergin ve tedirgin olduğunuzu düşünün; yaşamdan zevk almanız azalır, dikkatinizi toparlayamazsınız, işe gitmeyi canınız istemez eskiden zevk alarak yaptığınız bir çok işi artık boş ve anlamsız bulursunuz.
sıkıntının bariz ve yaşadığınız durumla uyumlu bir sebebi varsa bu doğal bir duygu yansıması olarak değerlendirilebilir. ancak şayet bu anlamda bir sebep yokken siz kendinizi sıkıntılı ve gergin hissediyorsanız bunu bir miktar incelemek gerekmektedir.
burada hemen yer şu soru akla geliyor sıkıntının normali var mıdır ? evet her insanın hayatında hastalık olmadan yaşadığı normal bir sıkıntı vardır. ciddi kayıplar (para, sevilen birinin kaybı vs gibi) bir müddet için kaybın kişi için anlamı oranında sıkıntıya sebep olabilirler. ancak bu müddet işimizi gücümüzü engelleyecek boyuta ulaşmışsa, sosyal ilişkilerimizi bozuyorsa artık eskiye nazaran asabi olmaya başlamışsak limitler aşılmış normalin ötesine geçilmiş olur.
en çok da depresyonda bu durumu yaşarız. depresyonun en önde gelen belirtisi zaten duygu duruma hakim ola sıkıntı ve isteksizlik durumudur. sözün özü sıkıntınız 2 haftadan daha uzun bir süredir devam ediyorsa; sosyal mesleki ve aile yaşantınıza olumsuz yansımaları varsa sıkıntının normal limiti aşılmaya başlanıyor emektir. dikkatli olmalısınız.
ışık tedavisi
depresyon çağımızın ruh hastalıklarının vebası gibi değerlendirilmektedir. yaygınlığı ve tedavisinin başka psikiyatrik rahatsızlıklara oranla yüz güldürücü olması dikkatlerin hep üstünde toplamasına neden olmuştur. ve bu arada doktorlar tedavi için hep yeni arayışlar içinde bulunmuşlardır.
tedavi için yapılan araştırmalar ilk olarak depresyonun nedenine yönelik araştırmaların artmasına neden olmuştur. yapılan beyin araştırmaları rahatsızlığın kaynağına yönelik bir çok değişik durumu tespit etmiş olmakla birlikte beyinde bulunmakta olan bir merkezin (corpus pineale) güneş ışığıyla uyarılması neticesinde beynin daha etkin ve canlı uyarı olduğu keşfedilmiş. bu buluş bilhassa kuzey ülkelerinde kış aylarında havanın kapalı olduğu zamanların çok fazla olması nedeniyle gün ışığından olabildiğince az faydalandığı saptamıştır.
bu durum güneş ışığının suni olarak verilmesi ile tedavide fayda sağlanabileceği tezinin öne sürülmesine neden olmuş ve denemişlerdir. bir müddet sonra hakikaten faydalı sonuçlar alınmış insanlar daha az depresif bulunmuştur. ancak yinede bu tedavi yeterince faydalı bulunmamıştır. başka tedavi yöntemleri araştırılmaya devam edilmiştir.
bir müddet önce gazetelerde gördükleri bir haber neticesinde depresyonlarını bu ampullerden çıkan ışıkla tedavi ettirmek istediğini söyleyen bir grup hastam oldu. şunu hatırlatmakta fayda var. bu ışık ne kadar iyi taklit edilirse edilsin güneş ışığının kalitesini hiçbir vakit yakalayamaz. ve kaldı ki türkiye en az güneş alan bölgesi olan doğu karadeniz bölgesi dikkate alındığında bile böyle bir tedaviye gereksinim göstermemektedir. çünkü türk insanı güneşten faydalanmak adına coğrafi olarak çok şanslı bir noktada yaşamaktadır. bu anlamda ışık tedavisini dışlarken anımsatma fayda var şu an depresyon için en etkili tedavi metodu ilaç ve psikoterapinin birlikte uygulanmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder