Engellenme-saldırganlık
Psikanalizden esinlenen ve dolard ve arkadaşları tarafından 1939'da ortaya atılan bu teorik yaklaşım (frustration-agression hypothesis), saldırgan davranışların temelinde bir engellenmenin bulunduğunu öne sürmektedir.
teorinin bu ilk sürümünde, araçsal saldırganlık değil, düşmanca saldırganlık söz konusudur. bu yaklaşımdaki araştırmacılara göre, saldırganlık, engellenmenin şiddetiyle orantılıdır. engellenmeye tolerans eşiği, engellenme yaşantılarının birikimine bağlı olarak azalır.
öte yandan, saldırganlık dışa vurulup ifade edildiğinde, yani saldırgan bir davranış yapıldığında, katartik bir etki uyandırabilir ve yeni saldırganlık eğilimine ket vurulması, saldırganlığın bastırılması neticesini doğurabilir. nihayet engellenmenin sebebi olan hedef kişi ortada olmadığında, saldırganlık başka hedeflere (günah keçileri, vb.) doğru yöneltilir. hedef değiştirme, engellenmenin şiddetinden, ket vurmanın gücünden, eski ve yeni hedefler arası benzerlikten etkilenir.
engellenme - saldırganlık hipotezi, 1960'larda tekrardan formüle edilmiştir (berkowitz, 1962). çağrışımcılık perspektifinden yapılan bu yeni sürüm, klasik şartlanma ilkelerine dayandırılmıştır. buna göre, engellenme-saldırganlık zinciri bazı şartlarda geçerlidir.
eğer önleyici kişiyle, durumla veya nesnelerle ilgili bir takım dış işaretler yoksa, engellenen kişi saldırganlıktan başka davranışlar gösterebilir. bundan başka bütün hedefler saldırgan davranışlar göstermeye ideal değildir, vb. çağrışımcı model, daha sonraları tekrar ele alınarak geliştirilmiş ve engellenme ile saldırganlık arası nedensellik ilişkisi, başka faktörlerle (örneğin, engellenmenin niyetli olup olmaması, geçmiş yaşantılar, tarafların kişilikleri, sosyal kurallar) ilişkilendirilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder