Etiketleme teorisi
Sembolik etkileşimcilik çerçevesinde gelişen etiketleme teorisi (labelling theory), durkheim ve simmel'den başlayarak sosyal bilimlerin önemli bir problemi olan ve anomi kavramı temelinde ele alınan 'sosyal normlardan sapma' konusundaki önemli yaklaşımlardan birisidir.
durkheim'ın 'sosyal yoğunluk arttıkça, moral yoğunluk azalır' varsayımı, chicago ekolü'nün 'moral yoğunluğun parçalanması, suçluluk, marjinallik, sapkınlık, anomi, vb. modern sosyal patolojilere yol açar' görüşüyle devam etmiştir. aynı doğrultuda 1960'larda sembolik etkileşimciler, esas tezi " toplum ve dışlananlar, etkileşim durumundaki iki sistemdir' biçiminde ifade edilebilecek yeni bir bakış açısıyla ortaya çıkmışlar ve sosyal dışlanma şekilleri üstünde yoğunlaşmışlardır.
sembolik etkileşimcilere göre, toplum tarafından cezalandırılan sosyal olgular, yalnızca sapkınlık (delinquency) ve suçlar değildir. toplum, yeni sapma ( & acirc; eviance) kategorileri yaratarak nüfusun giderek daha büyük bir kısmına yaptırım uygulamaktadır. toplumda, bir kurum veya grubun normlarının dışına taşan her davranış 'sapma' olarak nitelenmektedir.
g. h. mead'in kariyer ve benlik kavramlarını alan sembolik etkileşimciler, sapmanın bir durum gibi değil, bir süreç olarak görülmesi gerektiğini ve belirli bir sorunun analizinde, normal veya sapan olsun, ilgili bütün aktörlerin algılarının dikkate alınması gerektiğini öne sürmüşlerdir.
etiketleme teorisi çerçevesinde yapılan alan araştırmaları, becker'in 1961'de direktörü olduğu 'social problems' dergisinde yayınlanmıştır. bu yaklaşımın esas eserleri arasında becker'in 'outsiders'ı (1963), goffman'ın 'stigmate'i (1961), matza'nın 'delinguency and drift'i (1964), cicourel'in " the social organisation of juvenile justice'ı (1968) sayılabilir.
etiketleme teorisinin öne sürdüğü görüşler, sosyal psikolojide mead'den kaynaklanan ve benlik kavramının şekillenmesinde diğerlerinin rolünü vurgulayan görüşlerle paralellik göstermektedir. bir kişiye yapıştırılan etiketler, diğerlerinin bu kişi karşısındaki davranışlarını etkilemekte ve sonuç olarak, kişinin diğerleriyle etkileşimi, etiketin damgasını taşımaktadır. pygmalion tesiri veya kendini gerçekleştiren kehanet olgularının temelinde de bu mekanizma bulunmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder