İndüksiyon: doğumun yapay olarak başlatılması
Doğum eylemi kendiliğinden başlamadan önce, bilinçli olarak ve bazı yöntemler kullanılarak başlatılması doğum eyleminin indüksiyonu ya da kısaca indüksiyon olarak adlandırılır.
bebeğin biran önce doğurtulması ve gebeliğin sonlandırılmasının anne ya da bebek hayatı için kaçınılmaz olduğu durumlarda yapılan indüksiyon " endike indüksiyon", tıbbi bir gereklilik olmayan durumlarda yapılması ise elektif indüksiyon olarak adlandırılır. bir başka söylemle elektif indüksiyon, miadında ya da miadını birkaç gün geçmiş gebe bir kadında uygulanan doğum eylemini başlatma girişimidir.
elektif indüksyonun en belirgin tehlikesi bir bebeğin miadından önce doğurtulmasıdır ki normal takipli bir gebede bu çok uzak bir olasılıktır.
indüksyon gerektiren durumlar
yirminci hamilelik haftasından sonra bebeğin doğurtulmasının anne ya da bebeğe sağlayacağı yararların gebeliğin devamının sağlayacağından daha fazla olduğu durumlarda indüksiyon lazım olur. bu durumlar arasında:
zarların erken açılması
plasentada kısmi ayrılma
preeklempsi- eklempsi
amniyon arlarının enfeksiyonu
bebeği tehdit eden günaşımı gibi durumlar
anneye ilişkin bazı hastalıklar
sayılabilir. bunlarla birlikte bebeğin anne karnında kaybedildiği durumlarda da doğumun sezaryen yerine indüksoyon ile vajinal yoldan gerçekleştirilmesi daha uygundur.
indüksiyon yapılması sakıncalı olan durumlar
bebeğin başı ile annenin kemik çatısı arasında uyumsuzluk olması
yan geliş gibi fetal beliş bozuklukları
geçirilmiş miyomektomi ya da klasik sezaryen gibi rahim üstünde yapılmış cerrahi girişimler
ileri anne yaşı
anne adayının 5. ya da daha sonraki doğumunu yapıyor olması (grand multiparite)
çoğul hamilelik
plasentada yetmezlik bulguları
yanısıra normal vajinal doğumun kontraendike olduğu bütün durumlarda indüksyon yapılmaması daha uygundur.
yöntemler
doğum eylemini başlatmak amacıyla kullanılan yöntemlerin çoğu başlamış bir doğum eylemini desteklemek ya da hızlandırmak amacıyla da kullanılabilirler.
amniyotomi
doğum eylemini başlatmanın en zahmetsiz yöntemlerinden birisi amniyon zarının açılmasıdır. zarların açılması ve biraz amniyon sıvısının dışarıya akması ile birlikte salgılanan bazı maddeler doğum eyleminin başlamasını temin eder. zarlar açıldıktan sonra genelde birkaç saat içerisinde tertipli rahim kasılmaları başlar.
amniyotomi yapabilmek için rahimde biraz açılma olması lazımdır. uygunsuz yapılan bir amniyotominin yaratacağı en büyük risk kordon sarkmasıdır.
oksitosin infüzyonu
doğum eylemini başlatmak için en sık başvurulan yöntem damar yolundan serum içerisinde oksitosin vermektir. oksitosin normalde beyinin hipofiz adı verilen bölgesinden salgılanan ve esas görevi rahim kasılmaları ile sütün memeden dışarı atılmasını sağlamak olan bir hormondur. sentetik olarak üretilen oksitosin hormonu çok düşük dozlarda damardan verildiğinde rahimde kasılmalara neden olmaktadır.
bu uygulama halk arasında suni sancı olarak isimlendirilen uygulamadır. damardan oksitosin verilmesi ve bu sayede doğumun başlatılabilmesi için rahimin buna hazır olması gerekmektedir. bu hazırlıkların en mühimi rahim ağzında oluşan değişimlerdir. bir diğer önemli değişim de rahimi oluştuıran kas liflerinde oksitosin hormonunun bağlanıp etki gösterebileceği alanların yani reseptörlerin oluşmasıdır. oksitosin reseptörleri genelde gebeliğin son dönemlerinde oluştuğundan erken dönemde yapılan oksitosin uygulamaları çoğu zaman ya cevap vermez ya da geç cevap verir.
oksitosin yalnızca doğum eylemini başlatmak amacıyla değil devam eden bir eylemin desteklenmesi amacıyla da kullanılabilir. her iki kullanımında da son derece dikkatli olunması gerekmektedir. çok düşük oranlarda oksitosin hormonu yaklaşık yarım litre serum içerisinde sulandırıldıktan sonra dakikada birkaç damla gidecek biçimde damardan verilmeye başlanır. verilen damla sayısı belirli vakit aralıklarında yine birkaç damlalık birimler durumunda arttırılır. bu şekilde ideal sıklık ve şiddette kasılmalar sağlandığında o dozda hareketsiz kalınır.
kontrolsüz oksitosin kullanımı rahimde aralarında gevşeme dönemi olmayan devamlı kasılmalara ve sonuç olarak bebeğe giden oksijen miktarında azalmalara neden olabileceğinden oksitosin uygulaması çok dikkatli bir biçimde yapılmalıdır. indüksiyon sırasında kasılmalar ve bebeğin kalp atımları devamlı monitörize edilmelidir
oksitosin ile doğum indüksüyonu ya da desteklenmesi deneyimli bir ekip çalışması gerektiren son derece ciddi bir iştir.
prostaglandin uygulamaları
doğum eyleminin başlamasında prostaglandin adı verilen maddelerden bazılarının etkili olduğu bilinmektedir. bu maddeler bilhassa rahim ağzının olgunlaşmasında ve doğuma hazırlanmasında doğrudan görev almakta ve doğum sancılarıın başlatılmasında uzun yıllardır kullanılıyor.
prostaglandinler ağızdan ya da vajinal yoldan uygulanabilirler. oksitosine göre en önemli avantajları rahim ağzının henüz olgunlaşmadığı yani bishop skorunun düşük olduğu durumlarda da kullanılabilmeleridir. doğum sancılarının başlatılması amacıyla belirli aralıklarla ağızdan ya da vajinal yoldan uygulandıklarında genelde 5-6 saat içerisinde etkili kasılmalar başlamaktadır. rahim ağzındaki açıklık belirli bir düzeye ulaştığında amniyotomi ve takiben oksitosin verilmesi ile doğum gerçekleştirilir.
bunun yanında prostaglandinlerin bazı önemli avantajsız tarafları vardır. bunlardan en mühimi canlı bir bebeğin varlığında doğum sancılarının başlatılması amacıyla uygulanabilecek güvenli doz aralığının belli olmamasıdır. bir diğer önemli dezavantaj ise rahimin uygulanan ilaca aşırı cevap verme olasılığıdır. böyle bir taktirde rahim hiç gevşemeden ya da yeterli oranda gevşemeden devamlı kasılı kalmakta ve bebek ciddi risk altına girebilmektedir.
prostaglandinlerin doğum eylemini başlatmada yaygın ve güvenli kullanımı için daha fazla sayıda çalışma ve bilimsel veriye ihtiyaç vardır.
zarların sıyrılması
muayene sırasında parmak girecek kadar açıklığa sahip bir rahim ağzında parmağı 360 derece döndürerek zarların ayrılması işlemi membranların sıyrılması ya da " stripping" olarak adlandırılır. bu yöntem genelde doğumun yakın olduğu gebeliğin son dönemlerinde kasılmaları başlatabilir. uygulama ile eylemin başlaması arasında geçen müddet belirsizdir. bu müddet 1-2 saat kadar kısa olabileceği gibi etkili kasılmalar hiç başlamayabilir.
membranların sıyrılması ile rahimde prostaglandin üretiminin arttığı ve sonuç olarak rahim kasılmalarının başladığına inanılmaktadır.
işlem zaman zaman anne adayı açısından ağrılı olabilir. çok nadir olmakla birlikte stripping sonrası enfeksiyon ortaya çıkabilir.
meme başı uyarımı
meme başlarının el ile uyarılması gebeliğin son dönemlerinde hipofizden oksitosin salınımını arttıracağından doğum kasılmalarını başlatabilir. benzer biçimde cinsel ilişki sonrasında erkeğin menisinde bulunmakta olan prostaglandinler de gebeliğin son dönemlerinde etkin doğum kasılmalarını başlatabilirler.
indüksiyonun riskleri nelerdir ?
başarısız indüksiyon
indüksiyon uygulamalarının hepsi kendilerine özgü riskler taşırlar. bu riskler arasında en sık görülen ve hepsinde ortak olan işlemin başarı gösteremeyen olması yani doğum sancılarının başlatılamaması ya da başlamış sancıların etkili olacak sıklık ve şiddette olmamasıdır. böyle bir taktirde en ideal alternatif doğumun sezaryen ile gerçekleştirilmesidir.
aşırı uyarılma
oksitosin ve prostaglandin uygulamalarındaki en önemli risklerden birisi uterus kaslarının verilen ilaça aşırı cevap vermesidir. böyle bir taktirde rahim aşırı oranda kasılır. kasılmalar arasında gevşeme dönemleri olmaz. bu tablo tetanik kasılmalar olarak adlandırılır. kasılmalar sırasında bebeğe giden oksijen miktarı azaldığından bebek bir müddet sonra bu azalmayı tolere edemez ve sıkıntıya girer. durum fark edilmediği durumda uterusta yırtılma meydana gelebilir.
aşırı uyarılma oksitosin uygulaması sırasında ortaya çıkarsa serum ile ilaç verilmesi derhal sonlandırılmalı ve anne adayına oksijen verilerek durum gözlenmelidir. tetanik kasılmalar kaybolmaz ise ya da bebeğin kalp atımları belirgin derecede düşerse vakit kaybetmeden sezaryene geçilmelidir. prostaglandin sonrası bu tablo ortaya çıktığında ise acil sezaryen en doğru yaklaşımdır.
fetal distress
oksitosin ile elde edilen rahim kasılmaları doğal kasılmalara nazaran çok daha kuvvetli ve tertipli kasılmalardır. bu şiddetli kasılmalar bilhassa plasental fonksiyonlarda bozulma başlamış bebeklerde sıkıntıya ya da başka bir söylemle distrese sebep olabilir. fetal distresin en önemli belirtileri bebeğin kakasını yapması yani amniyon sıvısında mekonyum saptanması ile bebek kalp atım hızındaki yavaşlamadır.
mekonyum saptandığında çok yakın ve dikkatli takip gerekmektedir. fetal distresin diğer belirtisi ise bebeğin kalp atım hızındaki yavaşlamadır. bu yavaşlama bilhassa kasılmalar sırasında belirgindir. deselerasyon adı verilen bu durum saptandığında yine çok yakın ve dikktli bir takip lazımdır. ilk aşamada ilaç dozu azaltılır ya da tamamen kesilir. deselerasyonların devam etmesi halinde ise sezaryen uygulanmalıdır.
enfeksiyon
amniyotomi ya da stripping sonrası nadiren görülür.
kordon sarkması
bebeğin kafasının yukarda olduğu durumlarda amniyotomi yapıldığında göbek kordonu sarkabilir ve bebeğin yaşamını tehdit edebilir. böyle bir taktirde çok acil sezaryen yapılır.
su zehirlenmesi
oksitosin aynı zamanda bir antidiüretiktir. yani idrar miktarını azaltarak vücutta su tutulumunu arttırır. indüksiyon sırasında doz arttırıldıkça idrar çıkışı da belirgin derecede azalmaktadır. uzun süreli oksitosin verilmesini takiben anne yaşamını tehdit edebilecek olan su zehirlenemesi adı verilen tablo ortaya çıkabilir.
doğum sonrası kanama
uzun süreli indüksiyonlardan sonra nadir görülen bir komplikasyondur. doğum sonrası rahim kasları etkili biçimde kasılamaz ve atoni adı verilen durum ortaya çıkabilir.
artmış sezaryen hızı
doğum kasılmaları gelişi güzel bir yöntemle başlatılmış anne adaylarında sezaryene gerek duyulma şansı doğum kasılmaları kendiliğinden başlayanlarla kıyaslandığında 2 kat fazladır.
yendioğan sarılığı
oksitosin ile uzun müddet indüksiyon uygulanan annelerden doğan bebeklerde yenidoğan sarılığına daha fazla rastlanmaktadır.
tüm tıbbi ve cerrahi girişimlerde olduğu gibi doğumun yapay yollardan başlatılması da son derece ciddi bir uygulamadır. indüksiyon planlanan her anne adayı dikkatli bir biçimde değerlendirilmeli ve en ideal metoda karar verilmelidir. hangi yöntem uygulanırsa uygulansın eylem kesinlikle çok yakından ve dikkatle takip edilmeli, en küçük bir problem bile ihmal edilmemelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder